Küçük Resim, Gezi Parkı:

Taksim yayalaştırma projesi kapsamında çalışmalar yapan ekipler Gezi Parkındaki birkaç ağaca dokunur. Çevreci gruplar olaya karşı çıkarlar. Tepki büyür, yıkım ekipleri polis eşliğinde ertesi gün sabaha karşı parka girer, eylemcilerin çadırları yakılır. Polisin tavrı can sıkıcıdır, çevreci tepki büyür.

Gerçekten çevreci olan insanların çevreye, parka, yeşile karşı duyarlılığı güzel, yeşile sahip çıkmaları güzel, eylem biçimleri güzel.

Polisin sabaha karşı çevreci gruba karşı tavrı hoş değil. Gerekçeler uygun değil. Gidişat hoş değil.

Resmi Biraz Büyütelim:

Eylem, Gezi Parkından çıkar, yaşam tarzlarına müdahale edildiğini düşünen insanların tepkisine dönüşür. Yaşam tarzına müdahale edildiğini düşünen insanlar; eğitim sisteminde değişiklikleri, alkol ile ilgili düzenlemeleri, yeni köprü adını, hükümetin bu güne kadarki hoşlarına gitmeyen diğer uygulamalarını Gezi Parkı üzerinden oluşan tepkileri ile birleştirerek, eylemlerini, gösterilerini daha yoğun ve sert bir şekilde ve ülke geneline yayarlar. Olay sadece Gezi Parkı meselesi olmaktan çıkar. Muhalefet, taleplerini karşılamaktan çok uzaktadır ve iş başa düşmüştür. Bir şeyler yapmalı !!! derler. Bu da güzel.

Sosyal medya hiç olmadığı kadar kullanılır. Doğru olan, olmayan onlarca haber, twit atılır. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi illerde marjinal grupların baş rolü ele geçirmesiyle eylemler geceleri de sürer, zaman zaman kontrolden çıkar. Vandalizm tırmanışa geçer, eylemler sade vatandaşa, kamu mallarına zarar vermeye başlar. Ağaçlar yakılır, çiçekler kopartılır. Polis karşılık verir. Orantılı, orantısız güçler kullanılır. Şiddet sarmalı yükselir. Kamu binaları, araçlar yakılır. Biber gazı havadaki oksijenin yerini alır. Gösteriler meşru hak arayışını aşan boyutlara ulaşır. İki vatandaş ölür, bir polis şehit olur. 900’den fazla insan yaralanır. Provokasyonlar zibil gibidir. Borsa sertçe düşer, ekonomi yaralanır. Meydana gelen olaylar yüzünden toplam zarar milyon TL'leri aşar.

Birileri avuçlarını ovuşturur. Onlar için güzel.

Vatan, millet, memleket için kötü.

Ben böyle düşünüyorum.

Büyük Resim?

Yukarıdakiler resmin tamamı olamaz. Bazı parçalar eksik. Resim büyüğünü aramak, resimde bir şeyler bulmak lazım.

Aramaya, varsa eğer, kredi kartı ekstrenizden başlayabilirsiniz. En kısa yollardan biri bu. Mesela aylık (yıllık demiyorum) gecikme faiz oranınıza bir bakınız derim. Merkez Bankası yıllık faizi % 5’lere doğru çekerken, kredi kartınızın aylık faiz oranının adeta yıllık orana yakın olduğunu göreceksiniz. Diğer banka işlemlerinizi bir kenara bırakın lütfen, sadece kredi kartınızın yıllık faizi; gecikme, tam ödenmeyen tutarın cezası, yıllık kart aidatı derken% 60’lardan % 100’lere doğru uzanır gider.

Kısaca şu: Bu millet, bu tuzaklara maalesef düştü ve geçtiğimiz on yıllarda trilyon dolar faiz ödedi sermaye baronlarına. Buna para üzerinden para kazanmak deniyor. Çalışmadan, üretmeden, yatırım yapmadan para kazanmak. Verilen parayı geriye alırken misliyle kazanmak. Köşe oluyorsunuz. Bir el yağda, diğeri balda. Dünya size cennet. Şimdi ballı kaymak azaldı, gitti, gidiyor. Sıkıntı bu.

Oligarşik sermaye hiçbir zaman gücünü kaybetmek istemez. Gücünün en az siyasi ve silahlı iktidar kadar ve dahi onlardan güçlü olmasını ister. Gücüne dokunulmasına bir yere kadar tahammül eder. Gücüne dokunulduğunda onun için eylem yapan grupların legal, illegal, marjinal olmasının önemi yoktur. Onun hükmedemeyeceği siyasi iktidar, devlet, olmaz olsundur. Vatan, ülke teferruat, her yol mubahtır.

Ben böyle düşünüyorum.

Resme bir de bu tarafından bakmanızı tavsiye ediyorum.

Çare…

İktidara gelmenin yolu, demokrasilerde sandıktan geçiyor. İsveçli bilim adamlarının yaptığı araştırmalara göre bu değişmez kuralı tartışanlar, bu yoldan başka yol arayanlar duvara tosluyor.

Sandıkta başarının ve iktidara gelmenin iki maddelik çok kısa formülünü de aha buraya yazıyorum. (Bu kıyağımı da unutmayın).

Kişi başına düşen milli geliri 20.000 Dolara çıkartın,

Faizi % 5’in altına indirin.

Garanti % 60’la en az 10 yıl iktidardasınız.

Oyum peşinen size. 

……………………………..

Allah sonumuzu hayır etsin.