İnsanı insan yapan ve öteki canlılardan ayıran özelliklerin başında konuşma yeteneği gelmektedir. Yüce Allah insanın dışında hiçbir varlığa bu özelliği ihsan etmemiştir. İnsan olarak çoğu zaman öneminin farkında bile olmadığımız bu hasletimizi hanki cihette kullandığımızın da bilincinde değiliz. Böylesine kıymetli bir yetenekle donatılan insana elbette bazı sorumluluklar düşmektedir. Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şerifler bu sorumluluklarımızı bize tek tek hatırlatmaktadır. İnsanların söz söyleme hakkını ve hürriyetini elinden almak ne kadar yanlış ise, insanın bu hakkını yerli yerinde kullanmaması da o kadar yanlış bir davranıştır. Dünya ve ahiret hayatımıza hiçbir faydası olmayan boş, faydasız söz ve davranışlardan uzak durmalıyız. Söylediğimiz sözün nereye gittiğinin farkında olmalı, başkasının hakkına hukukuna riayet etmeliyiz.
Bizler “Doğruluk insanı iyiliğe ve güzelliğe, iyilik ve güzellik de Cennete götürür” [ Buhari, Edep, 69] diyen bir Peygamberi örnek kabul eden bir milletiz. Tarih bir bakıma doğru söze sahip çıkan doğrucularla eğrilerin ve eğricilerin mücadelesinden başka bir şey değildir. Bu mücadelenin sonunda şimdiye kadar hep doğrular ve doğrucular ayakta kalmıştır, bundan böyle de bu gerçek değişmeyecektir. Son günlerde siyaset arenasında ki ambiyansa muhatap olanların Başta Kuranı kerim ve Peygamberimizin hadislerini birkerredaha okumalarını tavsiye ederim Bukonuda bazı hadisleri hatırlatma ihtiyacı hissetiyorum.
Ayaz b. Hemmad şöyle diyor: “Ben Allah Resulüne şöyle arzettim: “Ey Allah Resulü! Allah’ın salatı sana olsun! Kabilemde benden daha aşağı olan biri bana sövüyor. Ben de bu işine karşılık ona sövebilir miyim?” Allah Resulü şöyle buyurdu: “Birbirine söven iki kişi, birbirine havlayan ve birbirinin canına düşen iki şeytandır.” [Tenbih’ul-Havatir, 1/111]
İmam Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: “Birbirine söven iki kişiden üstün olanı mutlaka aşağılık olanın derecesine düşer.” [A’lam’ud-Din, 305 ]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “En büyük günahlardan biri insanın anne babasına sövmesidir.” Kendisine, “İnsan nasıl anne babasına söver?” denilince şöyle buyurmuştur: “İnsan birine söver, o da buna karşılık onun anne babasına söver.” [Bihar, 74/46/6]
Son olarkta Türkistanın Piri Hoca Ahmet Yesevi’nin bir beyitini sizlerle paylaşarak alacağımız derslerin olduğunuhatırlıtırım vesselam!!!
Aman sözünüz aydın olsun; öz olsun;
Işık saçsın; bakan köre, göz olsun.!
NOT: Songünlerde içimizdeki Danimarkalılar hortladı: Eskişehir'in CHP'li Tepebaşı Belediyesi'nin açtığı resim sergisinde camiye ve tesettürlü kadınlara hakaret yağdırdı. Heykeltıraş Mehmet Aksoy'a destek vermek amacıyla açılan sergide, camiyi "ucubeye"
benzeten ve tesettürlü bir kadının ağzının, kadın iç çamaşırıyla kapatıldığı resimlerin yer alması başta ben ve kendi içerisinde bir damla islam peygamber cami sevgisi olan herkesi şoke etti. Bu ne cürretlik bune fütürsuzca davranış. Müslüman mahallesinde salyangoz satmak ta nein nesi? Bu zihniyeti ve yantaşlarını bakar kör olan zavallı müslümanlar sizlere sesleniyorum: Seçim sandığı önünüze geliyor bunlara hadlerini bildirmek ve Cami ve tesettürle uğraşmanın nedemek olduğunu bildirmek sizin elinizde. Çarşaflara rozet takmakla bu işler olmuyor. Buna inanacaksın veya inanmıyorsan demokrasinin gereğini yapacaksın saygı duyacaksın saygı. Bu ve benzeri zihniyetleri hakka hukuka ve birazda insafa davet ediyor ve nefretle telin ediyorum.