
Bireyin ömrü boyunca verdiği en önemli kararlardan biri, kuşkusuz meslek seçimidir. Meslek seçimi, günümüzde gelecek endişesini yenmenin yegâne yolu olarak değerlendirilmektedir.
Türkiye’de birçok alanda olduğu gibi, meslek seçiminde de bir bilinçliliğin olmadığı açıktır. Hemen hiç kimse, meslek seçimini “bilimsel yöntem” marifetiyle yapmamaktadır. Meslek seçimi, mevzuatın emretmesine rağmen, “yöneltme” ilkesi dikkate alınarak yapılmamaktadır. Deyim yerindeyse, yetişmekte olan gençler, bir mesleğe rastgele girmektedirler. Bu da meslek mensubu olduktan sonra meslek yaşamlarına olumsuz olarak yansımaktadır. Nitekim son yapılan bir araştırma sonuçlarına göre, mesleğinden memnun olmayanların oranı, yaklaşık yüzde seksen! Bunun anlamı, Türkiye’de meslek sahibi olanların yüzde sekseni yaptığı işten memnun değil! Oysa meslekte başarılı olmanın birinci şartı, mesleği sevmek ve meslekten memnun olmaktır.
Şimdi yeni meslek seçimi yapmaya hazırlanan gençlerin öncelikle kişiliklerini tanımaları, daha sonra da meslekler hakkında bilgi sahibi olmaları gerekir. Kişiliklerini tanımadan bir meslek seçimi yapan bireyler, genellikle seçtikleri meslekten memnun olamamaktadırlar. Ebeveynler, giremedikleri mesleğe çocuklarını koymaya çalışarak, onlara en büyük kötülüğü yaptıklarının farkında değildir. Çocuklar ebeveynlerin bir fotokopisi değildir ki, ebeveynlerin olamadıklarını olmak zorunda olsunlar.
Gençler meslek seçerken, öğretmenlere de çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Özellikle rehber öğretmenler, gençlerin hangi mesleğe yönelecekleri hususunda çok titiz davranmak zorundadırlar. Rehber öğretmenler, hem ebeveynleri meslek seçimi konusunda bilinçlendirecek, hem de gençlerin idealizmlerini yitirmeden, bir mesleğe yönelmeleri konusunda onlara rehberlik yapacaklardır.
Üniversite seçme sınavında alınan puanlar önemli değil, gençlerin kişilik özellikleri ile örtüşen mesleklerin belirlenmesi önemlidir. Örneğin tıp fakültesine girecek kadar puan alan bir öğrenci, eğer kan görmekten korkuyorsa, bu birey ömür boyu mesleğinden memnun olmayacak ve dolayısıyla meslek başarısı konusunda yetersiz kalacaktır. Eğer yeni yetişmekte olan gençlerin yaşam mutluluğu önemliyse, o zaman meslek seçimi konusunda bilinçli bir duruş sergilenmesi zorunludur.
Meslek seçimi, insan yaşamının çok önemli bir boyutunu kapsayan önemli bir süreçtir. Bu sürecin bir yazı ile anlatılması elbette güç bir iştir. Belki daha sonraki yazılarda da bu konuya değinerek, bu süreci bir sürece yayıp değerlendirmekte yarar vardır.
Son olarak, gençlerin meslek seçerken önce kendilerini tanımalarının çok önemli olduğunu vurgulamak gerekir. İkinci olarak idealizmi yok olan gençlerin, bilinçli meslek seçimi yapamayacaklarını da belirtmek gerekir. Meslek seçerken bilinçli bir seçim yapamayan bireylerin, kazandıkları para ne olursa olsun, ömür boyu yaşam başarısızlığı çekeceklerini unutmamak gerekir!..
