
2009 Yılı istatistiklerine bakılarak dünyanın en tembel ülkeleri belirlendi(Milliyet.com.tr, 18.02.2010). Türkiye sıralamada dördüncü oldu.
Tembellik sıralaması yapılırken ölçüt alınan hususlar; günlük alınan kalori ortalaması, günlük ortalama TV izleme süresi, spor yapma süresi ve internet kullanma süresi olarak belirlendi.
Sıralamada birinci sıraya ABD oturdu. ABD’ni sırasıyla, Kanada ve Belçika izledi. Dördüncü sırada da Türkiye yer aldı. Türkiye bu sıraya en çok TV ve internet izlenen dördüncü ülke olması nedeniyle oturdu.
Türkiye, TV ve internet karşısında dünya ölçeğinde sıralamaya girecek kadar uzun süre vakit geçiriyorsa, bu konuda başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmemiz gerekmektedir. Öncelikle de eğitimciler, öğretmenler ve ebeveynler bu konuda daha bilinçli bir yol izlemelidirler.
TV ve internet bağımlılığının bir hastalık olarak bilindiği günümüzde, çocuk ve gençlerimizin bu hastalığa yakalanma durumlarından ne kadar haberdarız?
Çocuklarımıza TV, internet, özel oda, oyuncak, vb. imkânlar sunmakla onlara iyilik yaptığımızı düşünüyorsak, oturup bir daha bu konuda kafa yormalıyız.
Çocuklarımız insanlarla konuşmayı, internet başında olmaya tercih etmiyorsa, durum ciddi demektir. Televizyonun bir tembellik aracı olduğuna inanıyorsak, bugünden tezi yok, çocuklarımızı bu teknolojik buluştan uzak tutmanın bir yolunu bulmalıyız. Yok, eğer televizyonun tembellik aracı olduğuna inanmıyorsak, o zaman da bu düşüncemizi masaya yatırarak, bununla ilgili yeni bir yaklaşım geliştirmemiz gerekmektedir.
Hepimiz okumayan bir toplum olduğumuza inanıyoruz. Ama özellikle, öğrencilik çağındaki çocuk ve gençlerin kitap okuma alışkanlığı kazanamadıklarından şikâyet eder dururuz. Acaba bu insanlar neden kitap okumazlar? Çünkü kitap okumak bir disiplin ister; masada oturacaksınız, kalem kâğıt alacaksınız ve bazı notlar tutacaksınız…Zor ve disiplin isteyen bir iş… Oysa televizyonunun karşısında bir disiplin gerektirmeden yatıp uzanıyor ve izliyoruz. Hangisi daha kolay? Maalesef zor elde edilenlerin daha kıymetli olduğunun farkında değiliz. Kolay olana talibiz ve tembellik isteyen alışkanlıklar daha çok hoşumuza gidiyor.
Televizyon izlemeyi belli bir disiplin altına alamazsak, daha çok tembel olmaya devam edeceğiz demektir.
Daha konuşmayı öğrenmemiş çocuklarımızı bile televizyon ve bilgisayarın esaretine havale ediyorsak, geleceğin bağımlı insanlarını çekirdekten yetiştiriyoruz demektir. Evinizdeki internet, çocuğunuzun nazarında sizden daha önemliyse, tehlike çanları çalmaya başlıyor demektir. Çocuklarımıza yapacağımız en büyük ihanet, onların insanlarla değil, teknolojik araç-gereçlerle mutlu olmalarına yol açacak bir yöntem izlemektir. Çocuklar internet ve televizyonla değil, ebeveynleri ve akranları ile vakit geçirmekten keyif alamıyorlarsa, bunların tembel olma ihtimali yüksektir.
Televizyonu evin baş köşesinden kaldırıp, evdeki interneti hepten atarak, çocuk ve gençlerin tembel olma ihtimallerini azaltma fırsatımız vardır. Denemeye değer…
